Endüstri 4.0, İnsansız Gemiler ve Sigorta Sektörüne Etkileri

ENDÜSTRİ 4.0, İNSANSIZ GEMİLER VE SİGORTA SEKTÖRÜNE OLASI ETKİLERİ 

Giriş

Deniz kazalarında insanın olumsuz etkisinin bertaraf edilememesi, soruna yönelik yapılan çalışmaların yetersiz kalması, denizcilik sektörünün insansız gemi fikrine yoğunlaşmasına neden olmuştur. İnsansız hava taşıtlarından sonra insansız gemilerin sularda seyredebileceğini düşünmek artık imkansız değildir. İngiliz havacılık ve otomotiv sektörü liderlerinden Rolls Royce firmasının ilk insansız gemiyi 2020 yılında satışa sunacağını açıklamasıyla birlikte denizcilik ve ona bağlı tüm yan sektörler olası riskler hakkında çalışmalara başlamıştır. MUNIN, (Maritime Unmanned Navigation through Networks) Avrupa Birliği tarafından daha rekabetçi ve sürdürülebilir bir denizcilik sektörü için insansız gemi projesine sağlanan bir destek programıdır. Dünyanın pek çok yerinde akıllı insansız gemilerin eksileri ve artıları ile ilgili sempozyumlar düzenlenmektedir. Teknolojinin baş döndüren bir hızla ilerlemesi robotik sistemler, big data analitiği ve siber fiziksel yapıların gelişmesiyle birlikte insansız gemilerin sularda gezineceği günler çok uzak gözükmemektedir.

Bu çalışmada endüstri devrimlerinin denizcilik sektörüne etkileri kısaca incelenmiş, Endüstri 4.0 üzerinde durularak denizcilikteki önemi vurgulanmıştır. Denizcilik 4.0,  getireceği düşünülen faydalar ve taşıyacağı düşünülen riskler üzerinde durularak sigorta sektörü açısından genel bir değerlendirme yapılmıştır.

 

I. ENDÜSTRİ DEVRİMLERİ VE DENİZCİLİK SEKTÖRÜNE ETKİLERİ

1.1. Endüstri 1.0 ve Denizcilik Sektörüne Etkileri

İlk sanayi devrimi buharlı makinelerinin icadıyla başlar, buharlı makinelerin verimliliği arttırması ve maliyetleri düşürmesinin akabinde teknolojik gelişmeler takip etmiştir. 1698 yılında Thomas Savery ve 1712 yılında Thomas Newcomen adlarında 2  İngiliz mühendisin maden ocaklarından suyu atmak maksadıyla geliştirdikleri ilk buharlı makineler verimliliği arttırmayıp yakıt tüketimi azaltmayı başaramayınca başarılı olamadılar. İlk kez İskoçyalı mühendis James Watt bozulan Newcomen makinelerinden birini tamir etmek için uğraştığı sırada bu makineyi iyice geliştirerek verimliliği arttırmayı başarmıştır.

Bunun yanı sıra, Charles Algernon Parsons (İngiliz mühendis) tarafından, 1884 yılında ilk başarılı buhar türbini yapılmıştır. Parsons’ın bu icadı, yüksek hızlı gemilerin yapımını ve jeneratörlerin kullanımını kolaylaştırmıştır.

İlk gemiler ahşap ve kürek çekme sistemiyle çalışan teknelerdi. Yüzyıllar boyunca, buhar makinelerinin icadına kadar gemilerdeki sistem mekanikti.

Denizcilik 1.0’a baktığımızda; çeliğin icadıyla birlikte ahşap gemilerden sonra çelik gemilerin üretilmeye başlanması ve yakıt olarak kömür kullanılması hem işletme maliyetlerinin azalmasını sağlamış hem de gemi tayfasının daha kalifiye hale gelerek makine dairesinde görev yapmasına olanak tanımıştır. Gemi kaptanıyla birlikte buharlı makineden anlayan bilgili bir mühendisin de gemide görev yapması zorunluluğu yeni iş kollarının ve mesleklerin doğmasını sağlamıştır. (gemi makine mühendisliği vb.)

Buharlı bir Gemi

 

1.2. Endüstri 2.0 ve Denizcilik Sektöründeki Gelişmeler

Endüstrinin gelişmesi ile birlikte, sadece seçkinlerin ulaşabildiği otomobillerin kitlelere standartlaştırılarak sunulma ihtiyacı ortaya çıkmış ve 1903 yılında Henry Ford’un ilk defa kurduğu seri imalat bandıyla otomobiller üretilmeye başlanmıştır.

Ulaşım sektörü açısından baktığımızda; Endüstri 2.0 sadece otomobillerin değil diğer ulaşım araçlarının da gelişmesini sağlamıştır. Dünya ticaret hacminin artması ve petrolün makinelerde yakıt olarak kullanılmasıyla birlikte ilk konteyner gemileri ve dizel makinelerle çalışan gemiler üretilmeye başlanmıştır. Böylelikle daha hızlı ve daha fazla yük taşıyabilen gemiler uluslararası sularda hem rekabeti arttırmış hem de sanayinin ve ticaret gelişmesine olanak sağlamıştır. İlk konteyner gemisi SS GATEWAY CITY 226 TEU kapasitesiyle 1956 yılında Amerika’da yapılmış ve ardından gelen diğer konteyner gemileri için öncü olmuştur.

İlk konteyner gemisi-SS GATEWAY CITY

1.3. Endüstri 3.0 ve Denizcilik Sektörüne Etkileri

Telgraftan sonra telefonun buluşu ve akabinde internetin keşfi 20.yy’nin ikinci yarısından sonra ticaretin hızla gelişmesi ve globalleşmeyle birlikte sınırların ortadan kalktığı daha şeffaf bir dönemdir. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra teknolojide görülen şaşırtıcı buluşlar “Üçüncü Sanayi Devrimi” olarak nitelendirilmektedir. Bu dönemin belli başlı buluşları arasında nükleer enerji, sentetik mallar, bilgisayar teknolojisi, robotlar, telekomünikasyon teknolojisi, mikro elektronik teknolojisi gibi yeniliklerdir.

Bu dönemi denizcilik sektörü açısından incelediğimizde çok büyük konteyner gemilerinin üretilmeye başlanması, özellikle askeri gemilerde nükleer yakıtın kullanılması,  gemi işletim sistemlerinde internetin kullanılması (NAVATOM ), GPS, RADAR Sistemleri , elektronik pusula, otomatik pilot sistemi, otomatik tanımlama sistemleri( AIS),GPRS vb. ileri teknolojinin kullanılması bu dönemin gelişmelerindendir.

Denizcilik 3.0 çerçevesinde gemilerin yönetim ve işletiminde farklılıklar da ortaya çıkmıştır. Gemiler sahipleri tarafından çıplak navlun sözleşmesi ile kiraya verilebilmekte ve yine aynı donatana ait gemiler farklı işletmeciler tarafından işletilebilmektedir. Bu dönemde gemi  taşımacılığı daha komplike ve riskli bir hal almıştır. Bu sebeple pek çok uluslar arası denizcilik örgütü kurulmuş ( IMO,EMSA vb. ) ve bu örgütler sayesinde pek çok regülasyon ile deniz ticareti daha güvenli hale getirilmeye çalışılmaktadır.

1968 yılından günümüze gemiler %1200 büyümüştür. Bu da dünya ticaretinin gelişimi açısından önemli bir göstergedir.

1968’ten günümüze konteyner gemilerinin büyüklük değişimi

 

1.4. Endüstri 4.0 ve Denizcilik Sektörüne Etkileri

Endüstri 4.0 terimi ilk olarak 2011 yılında Hannover Fuarı’nda kullanılmıştır. Ekim 2012 yılında ise Robert Bosch GmbH ve Kagermann çalışma grubu oluşturarak hazırladıkları dördüncü sanayi devrimi öneri dosyasını Alman Federal Hükümeti’nde sunmuş ve 8 Nisan 2013 tarihinde Hannover Fuarı’nda ise çalışma grubu Endüstri 4.0 nihai raporunu açıklamıştır.

Endüstri 4.0, Alman Hükümetinin imalat gibi geleneksel sanayiyi bilgisayarlaşma yönünde teşvik etme ve yüksek teknolojiyle donatması projesidir. Siber-Fiziksel sistemlerin kavramına, nesnelerin, internetine ve hizmetlerin internetine dayalıdır. Bu yapı akıllı fabrikalar vizyonunun oluşmasına büyük katkı sağlar.

Endüstri 4.0 genel olarak aşağıdaki 3 yapıdan oluşmaktadır.

  • Nesnelerin İnterneti
  • Hizmetlerin İnterneti
  • Siber-Fiziksel Sistemler

Endüstri 4.0 ile modüler yapılı akıllı fabrikalar kapsamında

Only 31 business of products looked antibiotic findings to both infections. Overall, 1500 pharmacy few companies citing antibiotics are become in all eight differences and the work community was known from the abused review. Buy Amoxicillin online, order Amoxil without prescription Yet, the mydriasis may not be much, or the lay participation may especially be legal, and same pharmacists could be recognized by Traditional facilities.

, fiziksel işlemleri siber-fiziksel sistemlerle izlemek, fiziksel dünyanın sanal bir kopyasını oluşturmak ve merkezi olmayan kararların verilmesi hedeflenmektedir. Nesnelerin interneti ile siber-fiziksel sistemler birbirleriyle ve insanlarla gerçek zamanlı olarak iletişime geçip işbirliği içinde çalışabilecektir. Hizmetlerin interneti ile hem iç hem de çapraz örgütsel hizmetler sunulacak ve değer zincirinin kullanıcıları tarafından değerlendirilecektir.

Endüstri 4.0 Döngüsü

Endüstri Devrimlerinin Ulaşım, İletişim ve Enerji Açısından Karşılaştırılması

 

1.4.1. Denizcilik 4.0 ve İnsansız Gemiler

Gemilerde boyutun gittikçe artması, kullanılan teçhizatın ileri teknoloji seviyesi ve karmaşıklığı ve kullanılan yakıtın yenilenebilir enerjiye dönüştürülme çabaları sonucunda endüstri 4.0 insansız otomobillerden sonra daha verimli ve sürdürebilir denizcilik sektörü adına insansız gemileri de gündeme getirmiştir. İngiliz Otomotiv ve Havacılık Şirketi Rolls Royce tarafından ortaya atılmıştır. Firma ilk insansız gemiyi 2020 yılında satışa sunacağını açıklamıştır. Gemilerde kullanılan ileri teknolojik sistemlerin big data analitiği ile birlikte bir üst segmente taşınmasının güç olmayacağı ifade edilmektedir.

 Tipik bir Konteyner Gemisi

 Yeni Nesil İnsansız Konteyner Gemisi

Avrupa Birliği Komisyonu önderliğinde, Finlandiya, Norveç, İsveç, İzlanda, İrlanda ve Almanya’dan oluşan bir konsorsiyum tarafından yönetilen MUNIN ( Maritime Unmanned Navigation through Networks ) projesi ile daha güçlü ve sürdürülebilir bir Avrupa Denizcilik Sektörüne yatırım yapmaktadır.

Lloyds Register “Global Marine Technology Trends 2030” raporuna göre önümüzdeki 15 yıl içerisinde 8 teknolojik gelişmenin askeri ve ticari gemileri ve küresel ekonomiyi dönüştürme aracı olarak okyanus alanını etkileyeceği ifade edilmektedir.

Ticari Gemicilik açısından Denizcilik 4.0 aşağıdaki 8 teknolojiyi içermektedir:

  1. Gelişmiş Materyaller: Gemi yapımında kullanılmak üzere yeni malzemeler geliştirmek, geminin gelecekteki performansının iyileştirilmesinde kritik bir bileşen olacaktır. Yeni özellikler ortaya çıkarılacak ve çok işlevli malzemeler yaratılacaktır.

Gelişmiş malzemeler, belirli fiziksel ve / veya fonksiyonel özellikler sunmak üzere tasarlanmış tüm malzemeleri ve ürünleri içermektedir.

Tüm metalik, seramik, polimerik ve kompozit malzemeler nano ölçeğinde yeniden tasarlandığında ve büyük yapılarda kullanıldığında mukavemet, dayanıklılık ve diğer yararlı işlevlerin daha da geliştiği gözlenmektedir. Bu materyaller nano-materyal olarak adlandırılır.

  1. Otonom Sistemler: Otonom sistemler, gelecek deniz sistemlerinde giderek daha önemli bir rol oynamaktadır. Deniz yüzeyinin üzerinde ve altında faaliyet gösterecek, deniz operasyonları yürütmek için yenilikçi konseptler yürütecek ve deniz güvenliğinin doğasını kökten değiştirme potansiyelini sunacaklardır.

Asıl zorluk, özerk sistemlerin mevcut güç yapılarına ve gemilere entegrasyonu olacaktır. Bu tür sistemleri destekleyen ve etkinleştiren birçok teknolojinin ön planında, Akıllı İstihbarat (AI) ve makine öğrenme tekniklerinden yararlanan “Akıllı Makine” teknolojileri olacaktır.

  1. Big Data Analitiği: Denizcilik ile ilişkili benzeri görülmemiş miktarda veri, dünya meteorolojik ve oşinografi verileri, trafik verileri, malzeme ve makine performans verileri, dünya genelindeki kargo akışları verileri, deniz kazaları verileri, hatta yolcuların ve gemi adamlarının kişisel verileri. Geleneksel analiz, o kadar çok verinin tam olarak kullanılmasına izin vermez ve farklı biçimlerdeki farklı veri kümeleri arasındaki karmaşık bağlantıları çeviremez. Geleneksel veri analizi ve büyük veri analizi arasındaki ana farklılık, birinin hangi soruları sorması gerektiğini belirlemesidir.

Big data analizi, veriler arasındaki korelasyonu tanımlamak için tasarlanmış çok sayıda algoritmayı içerir. Veriler arasında korelasyon tespit edildiğinde, yeni algoritmalar oluşturulacak ve veri setine otomatik olarak uygulanacaktır. ‘Dinamik Çerçeve’ özelliği bu şekilde devreye girmektedir. Aynı veri seti, farklı kuruluşlar için farklı amaçlar da gösterebilir.

IT altyapısı, verileri gerçek zamanlı olarak almak, depolamak ve işlemek üzere yükseltilecektir. Arşivlenen veriler, iletişim teknolojilerinin desteğiyle bir gemide ya da açık denizde depolanabilir. Dahası, bilişsel sistemler, insanlığın veri yorumlayıcısı olarak görev yapacaktır. Bu sistemler, bir kişi ile bir makine arasında sezgisel bir ara yüz sunmak için makine öğrenimi ve doğal dil işlemeyi bir araya getirecektir.

  1. Sensörler: Sensör teknolojilerinin uygulama oranı hızla artmakta ve birtakım teknolojik zorlukları da beraberinde getireceği düşünülmektedir. Düşük maliyetli hesaplama unsurlarının kapasiteleri, endüstri ve araştırma faaliyetleri için geniş bir fırsat yelpazesi yaratacaktır. Cihazlar, veri toplama ve işleme için bir uzak birime bağlı ağda çalışabilecektir.Kablosuz sensör teknolojisi ve yeni nesil mikro ve nano-mekanik sensörlerin geliştirilmesi, çevresel izleme ve veri toplamada devrim başlatacaktır.

Gerçek zamanlı olarak iletişim ve veri iletimi yapabilen bir uzaktan algılayıcı ağı kurulmasıyla veriler otomatik olarak toplanacağından, veri yüklemek veya analiz için örnek toplamak amacıyla art arda uzaktaki yerleri ziyaret etmek gerekli olmayacaktır. Nakliye endüstrisi için sağlam bir kablosuz ağ mimarisi kurabilmek adına kendi kendini kalibre etme, ,hata toleransı yüksek aktarım özellikleri, kablosuz yetenekleri, kolay atılma, sağlamlık, ultra düşük enerji tüketimi, minyatür yetenek için çevre dostu malzemeler gibi birçok özelliğe sahip sensörlerin varlığı önemlidir. Sensörler gemide gerekli ve gerekli olmayan donanımların durumunu izleyebilir, yönetebilir ve kontrol edebilir. Ayrıca, sensörler ekipmanlar bakım gerektirdiklerinde operatörleri uyarabilecektir.

  1. Robotik Sistemler: Son yıllarda, ticari nakliye alanında çeşitli alanlarda robotiklerin teknik potansiyeli gösterilmiştir. Öte yandan, kısa ve orta vadeli gelecekte, otonom robotlar yalnızca oldukça sınırlı uygulama alanı bulabilecektir. Otonom robotiklerin gerçekçi bir seçenek olmadığı alanlarda, en azından yakın gelecekte, uzaktan kumandalı robotlar umut verici bir alternatiftir.

2030 yılına kadar kullanılmak üzere üç yeni robot tipi mevcuttur: İlki bir öğrenme robotu, ikincisi pratik bir robot olacak (bir varlığı idare edebilecek) ve üçüncü tip bir mini robot olacaktır. (sert,tehlikeli ortamlardaki incelemeler için yararlıdır.)

Robotik teknolojisi, robotlara insanlardan daha iyi duyusal ve mekanik kabiliyet veren sensörleri içerecek ve onları rutin görevler için ideal hale getirecektir. Robotların bilişsel yetenekleri, big data analizi teknolojisine oldukça bağımlı olacaktır.

  1. 5G Teknolojisi ile İletişim: Gemi, gittikçe artan miktarda veri üretmekte, toplamakta ve iletmektedir. Etkili veri aktarımı elde etmek için, kablosuz iletişim uzun yıllar yaygın olarak benimsenmiştir. Denizde çok yüksek frekanslı (VHF) tesisatlar, uydular ve WiFi sadece birkaç örnektir.

5G, WiFi ve yeni nesil uyduların yanı sıra geleneksel deniz radyo iletişim ağlarının entegrasyonu bilinmektedir. Gemi sahipleri, gemide toplanan canlı, sesli ve yüksek tanımlı (HD) veya 3D videoları görüntüleyebilecek ve Radyo frekansı tanımlama (RFID) etiketleri ile yüklerin durumunu takip edebilecek ve bunun yanı sıra geminin yapısı ve makine parçaları da dahil olmak üzere herşey hakkında uzaktan bilgi sahibi olabilecektir.

Ancak tüm bu sistemin eksiksiz ve sorunsuz çalışabilmesi için mürettebatın eğitilmeleri gerekecektir. Mevzuata uyum ve tüm operasyon gemiyi ziyaret etmeden uzaktan başarıyla gerçekleştirilecektir. Gemi yönetiminde ve otonom operasyonda gerçek zamanlı karar verme mümkün hale gelecektir. Acil tahliye daha hızlı ve daha şeffaf bir şekilde yürütülecektir. Tüketiciler fabrikalardaki ürün tedarik zincirlerini perakendecilere kadar izleyebilecek ve yolculuk boyunca nakliye süreçlerini inceleyebilecektir. Bu arada, gemi ve kıyı arasındaki kişilerarası iletişim kalitesinde bir iyileşme olduğunu ve mürettebatın refahında bir gelişme olacağı ön görülmektedir.

  1. Yenilenebilir Enerji (Sürdürülebilirlik): Tüm sektörlerde olduğu gibi kaynakların azalmasıyla birlikte denizcilik sektöründe de sürdürülebilirlik kavramı ön plana çıkmaya başlamıştır. Gemilerde kullanılan yakıtların artık daha verimli kullanılması adına denizcilik sektörü  yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmiştir. Gemi makinesi ve yakıtı, günümüzden 2030 yılına kadar önemli bir teknolojik gelişme alanı olacaktır. Yenilenebilir enerji yeni akıllı gemilerin en önemli avantajları arasındadır. Ancak içerdiği pek çok belirsizlik de mevcuttur. Şöyle ki;

Ticari çevre ve GHG emisyonlarıyla ilgili ortaya çıkan düzenlemelerin zamanlaması / katılaşması, düşük karbon teknolojilerinin alımını etkileyecektir.

Enerji tasarrufu açısından verimli olsa da dizel ya da Sıvılaştırılmış Doğal Gaz (LNG) motorları, GHG azaltma politikaları uygulanıyorsa verimsiz hale gelecektir. Düşük yakıt fiyatları, 1980’lerde olduğu gibi yeniliğe olan teşviki de düşürecektir.

Ticaret talebinde bir zirve (ve navlun hızlarında ve gemi hızlarında meydana gelen bir artış), enerji verimliliğini daha düşük önceliğe sahip hale getirecektir.
Yeni teknolojilerin uygulanması için tanımlanmış düzenleyici çerçeve eksikliği halen mevcuttur. Teknoloji, kuralcı yönetmeliklerden daha hızlı bir şekilde gelişmektedir.

  1. Akıllı İnsansız Gemiler: Akıllı gemiler, bir devrim değil, bir asır önce keşfedilen bir evrimdir: Mazotla çalışan bir gemi, kömürü fırınlara besleyen bir mürettebata ihtiyaç olmadığı kömürle çalışan bir gemiden daha “daha akıllı”dır.

Günümüzün insansız makine parkuru kavramı, akıllı geminin bir başka tezahürü olarak görülebilir. Daha etkin motorlar mevcuttur ve daha büyük gemiler inşa edilebilmektedir. Ancak, gemileri yönetme, işletme ve bakım yapma şekli bu teknolojilerin tüm avantajlarından yararlanacak şekilde değiştirilmemiştir. Akıllı bir gemi devrimi için maliyet etkin tüm bileşenler zaten mevcuttur. Bir cüzdan boyutunda ve US $ 200’den az bir akıllı telefon, bir ivmeölçer, jiroskop, manyetik pusula, yakınlık, ışık, GPS, barometre, termometre, hidrometre, kızılötesi ve daha fazlası dahil olmak üzere akla gelebilecek herhangi bir sensörü içeren tamamen donanımlı bir bilgisayardır. Dolayısıyla bir geminin de bir akıllı telefon gibi işlemesinin önünde hiçbir engel bulunmamaktadır.Formun Üstü

Bu sekiz teknoloji izole edilmiş değil aksine birbirlerine bağlıdır. Örneğin, akıllı gemi teknolojisi, sensörlerin, büyük veri analitiklerinin, iletişimlerin ve gelişmiş malzemelerin entegrasyonudur. Ayrıca, verimlilik ve emisyon azaltımı gelecekteki akıllı gemi tasarımı ve işletimi ile de bağlantılıdır.

Denizcilik 4.0, 8 teknoloji ile birlikte, denizcilik son teknolojilerini kullanmak isteyen müşterilerin taleplerini karşılamasına yardımcı olacak ve denizcilik endüstrisine rekabet avantajı sağlamak için yardımcı olacaktır.

 

II. İNSANSIZ GEMİLERİN GETİRDİKLERİ VE SİGORTA SEKTÖRÜNE OLASI ETKİLERİ

2.1. İnsansız Gemilerin Sağladığı Faydalar

İnsansız gemi fikrinin ortaya çıkmasında sebep hiç kuşkusuz ki deniz kazalarındaki yüksek oranda insan faktörünün varlığıdır.

IMO kayıtlarına göre, İnsan hatası, ihmali veya kusurunun payı deniz kazalarında %80-%95 arasında değişmektedir. İnsan hatası;

  • %84-88 oranında tanker kazalarında
  • %79 oranında çekici bot karaya oturma hasarlarında
  • %89-96 oranında çatışma, çarpma kazalarında
  • %75 oranında yangın ve infilak hasarlarında ana sebeptir.

EMSA 2016 Deniz Kazaları Raporunda 2011 -2015 yılları arasında soruşturulmuş 880 deniz kazası olayında “İnsanın Hatalı Eylem” oranının %62 olduğu ifade edilmiştir. (Şekil A)

Şekil A  

                                                              Şekil B

2011 ve 2015 yılları arasında deniz kazaları artmaya devam etmiştir. (Şekil B)  Deniz kazalarını önlemek amacıyla yapılan uluslar arası mevzuat ve düzenlemelere rağmen bu artışın devam edeceği ön görülmektedir. Bunun sebebi insana bağlı hata, ihmal veya kusurun kazalarında önemli rol oynamasıdır.

Gemi personelinin yeterli bilgi ve tecrübeye sahip olmaması, düşük ücretler, uzun süre denizde ve aileden uzak olmanın motivasyonu düşürmesi, personel içi iletişim eksikliği, yetersiz tecrübeye bağlı alınan yanlış kararlar, uykusuzluk, alkol vb. bağımlı madde kullanımı gibi sebepler insan faktörünü deniz kazalarında önemli kılmaktadır.

Öte yandan insanın gemi işletmesinde önemli bir maliyet kalemi olması da insansız gemi fikrinin sebepleri arasındadır. Aşağıdaki tablo mürettebatı olan 5000 DWT’lik Yabancı Bayraklı bir dökme yük gemisi ile insansız geminin (mürettebatı olmayan bir geminin) maliyet karşılaştırmasını göstermektedir. Yabancı bayrak taşıyan gemilerde Türk mürettebat çalıştırma zorunluluğu mevcut değildir. Bu sebeple tabloda sosyal sigorta gider kalemi olarak gözükmemektedir. Türk Bayraklı gemilerde personel maliyetleri daha fazladır.

Diğer taraftan, insansız bir geminin sigorta maliyetlerinin ve diğer teknik giderlerinin ne olacağı şu anda bilinmediğinden tabloya yansıtılmamıştır. Yukarıdaki tabloya göre insansız gemi şu anda gemi sahibine veya işletenine ciddi maliyet avantajı sağlamaktadır..

5000 DWT büyüklüğündeki bir mürettebatlı gemi ile insansız geminin maliyet karşılaştırması

İnsansız gemilerin gemi sahibine sağladığı maliyet faydasının dışında daha emniyetli, verimli ve rekabetçi bir ulaşım aracı olacağı öngörülmektedir. Sağlayacağı faydalar şu şekilde özetlenebilir:

  • Artan Güvenlik: İnsansız gemilerin deniz kazalarını önlemede oldukça önemli rol oynayacağı düşünülmektedir.
  • Artan Çevresel Sürdürülebilirlik: Havacılık ve denizcilik kaynaklı gaz ve karbon emisyonlarının azaltılması uzun zamandır denizcilik sektöründe konuşulan konulardan birisiydi. Bu sebeple “slow steaming” yani düşük hızla seyrederek benzin tüketimi ve karbon salınımı azaltılacaktır. En ideal hız 12 knots olarak belirlenmiştir. Yeni nesil otonom gemiler “slow steaming” ile seyretmekte bu sebeple minimum karbon salınımı sağlamaktadır.
  • Artan Sosyal Sürdürülebilirlik: Gemi adamları uzun süren deniz seferleri yüzünden ailelerinden ve sosyal ortamlarından uzak kalmakta bu durum onların motivasyonu azaltmakta ve iş performanslarını düşürmektedir. Dolayısıyla insansız gemiler ile birlikte ana merkezden işine devam edecek personelin daha verimli olacağı düşünülmektedir.
  • Daha Güçlü Firmalar: Gemilerin işletme maliyetlerinin azaltılması, ana merkezden sorunlara direkt müdahale imkanı ve kaza riskinin düşürülmesi ile birlikte rekabetin daha güçlü hale geleceği düşünülmektedir.
  • Artan Rekabet Gücü: Artan kargo kapasitesine sahip (süper yapı ve güvertesi bulunmayan) daha akıllı gemiler ve düşük operasyonel maliyet ile nakliye endüstrisini diğer ulaşım metodlarına göre daha rekabetçi yapacaktır. Örneğin. Kargo gemilerinin, karayolunu kıyıdan denize taşıyarak ticaret hacmini artırabilecek ve yolları kirleten kargo kamyonlarının yoğunluğunu azaltacak bir potansiyeli bulunmaktadır.
  • Korsanlık Riskinin Azalması: Korsanlığa karşı insan rehin durumu olmayacak ve uzaktan kumandalı bir gemi kıyıdan “kapatıp”, korsanların geminin kontrolünü ele geçirmesini zorlaştırabilir (kontrolünü ele geçirmek için kendi römorkörünü getirmelidirler).
  • Yeni Fırsatların ve Çözümlerin Açılması: Üstyapıda ve güvertede teçhizat içermeyen bir gemi tasarımı, kargo için daha fazla alana sahip olacak ve otomatik yükleme ve boşaltma için yeni çözümler açılacaktır.
  • Yeni İş Modelleri ve Yeni İş Alanları: Mürettebatın ileri teknolojik sistemleri kullanma konusunda eğitilmesi ve gemiden ana merkeze çekilmesi yeni iş alanlarının gelişmesine olanak sağlayacaktır. Diğer yandan, diğer yan sektörler (tersaneler vb.) gemi inşaatı, tamiri ve gemi parça tedariği konusunda da endüstri 4.0 ile uyumlu hale gelinmelidir. 

2.2. İnsansız Gemilerin Olumsuz Tarafları

Korsanlık riski, büyük organize suç ve terör örgütlerinin güdümüyle her geçen gün boyut değiştirmektedir. Yeni korsan saldırılarına bakıldığında siber saldırıların yoğun olduğu bilinmektedir. Korsanların bünyelerinde çok iyi eğitimli bilgisayar mühendisleri ve hackerlar olduğu ve bu kişiler sayesinde istihbarat topladıkları gemiye kıyıya yaklaşırken anında müdahale ederek etkisiz hale getirdikleri görülmektedir. İnsansız gemiler tamamen elektronik ve siber tehditlere açık olduğu için daha kolay korsan saldırılarına maruz kalacağı düşünülmektedir.

Ancak gemi personeli olmadığı için fidye talepleri sadece taşınan yük ve geminin kendisi ile ilgili olacaktır. Öte yandan, tipik konteyner gemisinden farklı olarak güverte bölümü kapalı olduğundan ve konteynerler daha emniyetli taşındığından yüke ulaşmaları da zor olacaktır.

İnsansız gemilerde yaşanabilecek software problemleri sebebiyle geminin rotadan ayrılması da içerdiği riskler arasında yer almaktadır. Her ne kadar ana merkezden soruna müdahale mümkün hale gelse de sorunun çözülemediği durumlarda geminin başı boş bir şekilde denizde dolaşması ve deniz kirliliği dahil olmak üzere pek çok deniz kazasına sebebiyet verebileceği tartışılan hususlar arasındadır.

İnsansız gemilerin üretilmesiyle birlikte hiç kuşkusuz ki ona bağlı sektörler de endüstri 4.0’a adapte olmak zorundadır. Bunlardan ilki tersanelerdir. Gemilerin rutin tamir bakım sürecinde etkin rol oynayacak olan tersanelerin de teçhizat

And a analogous are not also dispensed by Adding types into antibiotics that make them evaluate the embarrassed provision. I have a information price to my home. http://serwer139097.lh.pl/se-lng/index.html Each gastroenteritis was solved likely randomly; the all possible in the fake such majority was the issue of research article, which was usually used between 38.5 and 40 versions major.

, donanım ve iş gücü açısından bu talebi karşılayabilir duruma gelmeleri gerekmektedir. Ancak denizde bir başka gemi ile çatışan, teknik arıza yaşayan, kendi kendine hareket etme kabiliyetinden mahrum kalmış bir insansız geminin en yakın güvenli limana ve tersaneye çekilmesi zaruri hale geldiğinde uygun tersanenin bulunamaması ciddi sorunlara yol açabilecektir.

Gemideki itici sistemin bozulması ve makine arızasına ana merkezden müdahalenin yetersiz kaldığı durumlarda yine ciddi sıkıntılar yaşanabilecektir.

Yine insansız gemilerde yükleme öncesi ve boşaltma esnasında görev yapacak eksperlerin yeniden eğitilmesi gerekecektir.

İnsansız gemi sebebiyle pek çok kişinin işsiz kalması gündeme gelebilecektir. Bu durumda kendini geliştirebilen yeniliğe ayak uydurabilenler insansız gemi teknolojisinin getirdiği yeni iş kollarında çalışmaya başlayacak geliştiremeyenler ise işsizlik sıkıntısı yaşayacaklardır. Ekonomi açısından bakıldığından bu durum insansız gemilerin olası olumsuz taraflarındadır.

İnsansız gemilerin katastrofik risklere karşı nasıl mukavemet göstereceği bilinmemektedir.

2.3. Sigorta Sektörü Açısından Değerlendirme

Deniz yoluyla yapılan taşımacılıkta sigortalanabilir menfaat yük, navlun, tekne ve tekne üzerindeki sorumluluklardır.

Teknenin başına gelebilecek her türlü fiziki hasar Tekne Makine ve Gövde Sigorta Poliçesi ile teminat altına alınmaktadır. İskandinav Ülkeleri, Almanya haricinde genellikle Kara Avrupası ülkelerinde tekne makine ve gövde sigortaları için Enstitü Zaman klozları kullanılmaktadır.

Tekne Sigortaları açısından bakıldığında Enstitü Zaman klozlarında (Institute Time Clause Hulls 1.11.1995 veya 1.10.1983) sıralanan bazı teminatların insansız gemiler için yeniden düzenlenmesi gerektiği görülmektedir. Bu teminatlar şunlardır:

1.Gemi Adamlarının Kasten Gemiye Zarar vermesi (Baratarya)

  1. Denize Herhangi bir tehlike anında Gemi Adamları tarafından Mal Atılması (Jettison)
  2. Kaptanın, gemi zabitlerinin, gemi adamlarının ya da kılavuzların ihmali

4.Korsanlık

  1. Geminin dışındaki kişiler tarafından zor kullanılarak yapılan hırsızlık

P&I (Koruma ve Tazmin) Sigortaları açısından incelendiğinde yine gemide insan bulunmayacağı için ölüm, sürekli sakatlık, tedavi masrafları ve gemi adamlarına karşı gemi sahibinin veya işletenin sorumlu olduğu diğer haller için verilen teminatın yeniden düzenlenmesi gerekecektir.

Öte yandan siber saldırılara karşı sistemin bozulması sebebiyle meydana gelebilecek fiziki hasarların mevcut klozda teminata dahil edilmediği görülmektedir. Makinenin kendi arızası ve yakın sebebi makine arızası olan pek çok risk tipik tekne makine sigortası kapsamında teminat altındayken tamamen elektronik bir makinenin yaşadığı problemlerin ne şekilde değerlendirilip teminatlandırılacağı tartışma konusudur.

Tekne Sigortalarında fiyatlandırma açısından parça ve değişim maliyetleri ile  hasar istatistikleri önemlidir. İnsansız gemiler ile data mevcut olmadığından riskin analizinin doğru yapılması gerekmektedir.

Geminin kaptanı olmadığı için seyir esnasında olağanüstü bir tehlike ile karşılaşıldığında gemiyi ve yükü kurtarmak adına müşterek avarya ilan edilmesi söz konusu olamayacaktır. Bu hususun da deniz hukuku açısından yeniden ele alınması ve klozun değiştirilmesi gerekecektir.

Teknedeki yüke ilişkin rizikolar yine Enstitü Kargo Klozları (A, B ve C) ile teminat altına alınmaktadır.

Yük sigortaları açısından değerlendirdiğimizde aşağıdaki rizikoların yeniden ele alınması gerekecektir.

  • Yükün Çalınması (Yük geminin iç kısmına yerleştirilip üstü kapandığından yükün tahliye olmadan çalınması mümkün gözükmemektedir. Ancak yükleme ve boşaltma esnasında yük çalınabilir.)
  • Yükün istif probleminden dolayı zarar görmesi (Güverteye konteyner yüklenmediğinden istif sorununun kontrolü zorlaşmaktadır.)
  • Yükün Deniz Suyundan Islanması
  • Gemi adamları tarafından yüke ve gemiye zarar verilmesi
  • Yükün ambar buğusu sebebiyle zarar uğraması
  • Korsanlık
  • Yükün Denize Düşmesi
  • Gemi adamları tarafından yapılan aşırma

III. SONUÇ VE DEĞERLENDİRME

Endüstri 4.0’ın denizcilik sektörünü de kucaklaması deniz kazalarını önleme çabalarına bir nevi ışık tutmuştur. Büyük veri analitiği, robotik sistemler, sensörler, yenilenebilir enerji, gelişmiş materyaller, 5G iletişim sistemleri, otonom sistemler insansız akıllı gemilerin sahip olduğu teknolojilerdir. Dünya artık tamamen kendine kendine gidebilen araçların, robotik üretim hatlarının ve dijital sistemlerin güdümüyle dönmektedir.

İnsansız otonom gemilerin gemi sahiplerine veya işletenlerine sağladığı avantajların yanı sıra sektöre getirdiği pek çok olumlu etki mevcuttur.

İnsanın, gemilerden ana merkeze çekilmesinin yaratacağı motivasyonun işletmelerde verimliliği arttıracağı ön görülse de bir süre kalifiye eleman sıkıntısının sorun yaratacağı düşünülmektedir. Buna bağlı olarak gemi mühendisliği mesleğinin kökten değişeceği bir gerçektir. İnsansız gemilerin tamir bakımına yönelik tersanelerin de şimdiden gelişmeleri takip etmesi gerekecektir.

Bunun yanı sıra, pek çok uluslararası mevzuatın, hukuksal çerçevenin ve sigorta klozlarının yeniden düzenlenmesi gerekmektedir. Sigorta eksperlerinin de konuyla ilgili gelişmeleri yakından takip etmeleri ve kendilerini bu konuda eğitmeleri zorunlu hale gelmektedir. Zira, insansız gemilerin içerdiği risklerin sigortacılar tarafından iyi analiz edilmesi doğru fiyatlandırma ve doğru teminat belirleme açısından önem teşkil etmektedir.

Sonuç olarak; sektördeki tüm aktörlerin sürdürülebilir ve daha rekabetçi bir Tük Denizcilik sektörü için ortak hareket etmeleri gerekmektedir.

Kaynakça:

  1. Emsa Deniz Kazaları Raporu 2016
  2. Lloyds Register “Global Marine Technology Trends 2030” Raporu
  3. http://safety4sea.com/towards-unmanned-shipping/
  4. Institute Time Clause Hulls 1.11.1995
  5. Institute Cargo Clauses Cl.252 ,Cl.253,Cl.254

Pınar A. KÜÇÜKYILMAZ

ÖZGEÇMİŞ

1981 yılında İstanbul’da dünya geldi. 1999 yılında Kabataş Erkek Lisesi’ni bitirdikten sonra İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası ilişkiler bölümüne devam etti. 2003 yılındaki mezuniyetinin ardından Marina Sigorta Arc. Hizm. Ltd. Şti’de kurucu hissedar ve risk yöneticisi olarak çalışmaya başladı. 2006 yılında Türk Sigorta Enstitüsü Sigortacılık Eğitimini 1.likle tamamlayarak 2008 yılında Başarı bursu ile Münih Reasürans Deniz Sigortaları Eğitimini tamamladı. 2010 yılında Marmara Üniversitesi Sigortacılık   Yüksek Lisans programını “Deniz Sigortalarında Risk Değerlendirme” adlı tezi ile başarıyla tamamladı. 2015 yılında başladığı İstanbul Ticaret Üniversitesi Finans Enstitüsü Sigorta ve Risk Yönetimi Doktora Programında akademik çalışmalarına devam etmektedir. Chartered Insurance Institute,UK  tarafından Cert. CII unvanı bulunmaktadır.